4 Haziran 2016 Cumartesi

Zaman Değişkeni (Bölüm 3)

                                                  


                                                                              Denek


Karşısında oluşan koridor boyunca ilerledi. Onu karşılamaya gelmeyişlerini umursamıyordu. O da pek umursanmazdı zaten.

Giriş kısmı boyunca tutunarak ilerledi. Uzun koridoru ileri atılarak kısa zamanda geçti. Ana odaya geldiğindeyse şaşkınlıktan ne yapacağını bilemedi.

Uzay istasyonundaki cansız beden salonun tavanında askıdaydı. Ölümün ele geçirdiği beden Novanın güvenebileceği tek dostu olan Jacop' a aitti. Jacop' un morarmış suratında yer alan şaşkınlık ifadesi Novanın belki de ilk defa ağlamasına neden olmuştu. Hüngür hüngür ağlayan Nova gözlerine inanamıyordu .En iyi arkadaşlarından birini kaybetmenin verdiği hüzünle karışık korku Novanın beynini ele geçirmişti.

Biraz daha ilerlediğinde kapağı açık olan başka bir odaya giriş yaptı. Buz dağının görünmeyen yüzünü gördü. Morarmış suratlı 3 beden daha. Nova daha fazla adım atamaz bir şekilde havada asılı durdu. Kalbi yerinden çıkacakmışçasına çarparken beyni hemen oradan uzaklaşmasını söylüyordu.
3 cesedin tamamını tanıyordu. Alice, Robert, Ronald. Havada uçuşan göz yaşlarına rağmen ağlamaya devam etti. Arkadaşlarına son kez bakıp sessizce dua etti. Hayatında ilk kez havada dua ediyor olduğu gerçeği bile gülünçlüğünü yitirmişti. Uzay istasyonunda dolanmaya devam etti. Alt kattaki odanın kapağını açtı ve indi. Uzay istasyonunda 5 kişi vardı. Sonuncu beden buralarda bir yerlerde olmalıydı.

Alt kattaki tüm odaları kontrol ettikten sonra yeniden yukarıya çıktı. Aşağıda kimse yoktu. Biraz düşündü. Tüm odalara bakmış olmalıydı.
"Tabi ya! Kontrol odasına bakmadım."
Kontrol odasının kapısına geldiğinde ilginç bir şeyle karşılaştı. Kapı açıktı ve içerideki koltukta arkası dönük biri vardı.

"Hey Ed sen misin?"

Yanıt yoktu. Cesaretini topladı ve kontrol odasının büyük kapağından içeri girdi. İçerisi oldukça sıcaktı. Koltukta oturan kişi kımıldamıyordu ve kemeri bağlı değildi. İşte bu ilginç diye düşündü. Kemeri bağlı değilse tavanda asılı kalmış olması gerekiyordu. Eğer öldüyse tabii.
"Hoşgeldin Nova. Ben de seni bekliyordum."
Bir süreliğine yavaşlayan kalbi yeniden hızlanmaya başladı. İstasyondaki herkes ölmüştü. Ed dışında. Bunun anlamı neydi?

"Ed burada neler oldu? Her yer ceset dolu. Yoksa sen mi öldürdün onları. Seni cani pislik."
"Bir anlık öfkeyle harekete geçen Nova tutacaklardan salınarak büyük bir hızla ileri atıldı. Koltuğa kadar süzüldü ve koltuğu kendisine çevirdi. Koltukta oturan kişiye baktığındaysa korkudan çığlık attı. Koltuktaki kişi Ed idi ve ölmüştü. "Bu nasıl mümkün olabilir ki?" diye düşündü. Etrafına baktı. Odada ondan başka kimse yoktu. Ölü bir insan nasıl konuşurdu?

"Buradayım Nova Ekranı aç."

Ses hoparlörden geliyordu. Ekranı açtığında ise gerçeğin kendisi karşısındaydı. Ekranda Max küçük odasının arka kısmında yer alan koltuğuna yerleşmiş, doğrudan Novaya bakıyordu.
"Sonunda gelebildin Nova. Çok beklettin beni doğrusu."
"Max istasyondaki herkes ölmüş. Bunun sorumlusu kim?"

"Bunun sorumlusu şimdilik önemsiz Nova. Bizim için önemli olan şimdi ne yapacağımız. Şimdi yapacağımız şey insanlığa tarihinin en büyük hizmetini yapmak ve yeni bir çağı başlatmaktır. Bunun yoluysa senin bana güvenmen ve zorluk çıkarmaman.
"Max bu insanların ölümünden sen mi sorumlusun? Seni orospu çocuğu bunu neden yaptın? Ne istedin bu insanlardan?"

"Yeter Nova yeter! Ya dediğimi yaparsın ya da onlar gibi ölmeye mahkum olursun. Şimdi beni iyi dinle yoksa 1 dakika içinde ölmeni sağlarım ve bu ikimiz içinde iyi olmaz."
"İlk iş olarak mekiğine geri dön ve ekranını aç. Vereceğim talimatları yerine getir. 1 dakika içerisinde ekranı açmazsan arkadaşlarınla aynı kaderi paylaşmak zorunda kalırsın."
Korkudan mı yoksa aldığı emir doğrultusunda mı gittiği bilinmez ama Nova bu sözlerin ardından mekiğe gitmek için geriye doğru atıldı. Bir yandan olanların ne anlama geldiğini düşünürken bir yandan da şimdi ne olacağını düşünüyordu.
Ekranı açtığında tanıdık bir surat yine onu karşıladı.

"Astro istasyondan ayrıl."

Max' in emrine itaat eden astro mekiği istasyondan ayırdı.
"Güvenli rotaya geç ve motorları çalıştır. Süper iticiyi aç ve zaman değişkeni moduna gir."
"Bütün bunlar da ne Max? Bu fonksiyonları daha önce duymadım. Amacın ne senin? Hemen söyle yoksa mekikten atlarım."
"Şaka yapıyor olmalısın Nova. Astro kontrol odasını kilitle."
"Kontrol odası kilitlendi."

"Ne? Astro ne yaptığını sanıyorsun bana itaat etmen gerek!"
"Hiç sanmam Nova. O en başından beri benim emrimdeydi. Bu aciz tavrından vazgeç ve kendine gel."

Nova mekikle kalkarken yaşadığı stresten daha fazlasını yaşayamayacağını düşünmüştü. Ama yanılmıştı.

"Güvenli rotaya son 10 9 8 7 6 5 4 3 2 1. Güvenli rotaya geçildi. Motorlar kapatıldı."
"Söylemek istediğin bir şey yoksa deneyi başlatacağım Nova. Kayda girmesi için kayıt cihazını çalıştırabilirsin."
"Hey hey hey! Neler oluyor ne deneyi. Nereye gönderiyorsun beni. Konuşsana!"
"Deneyin adı Zaman değişkeni Nova ve denek de sensin. Ateşle Astro!"

Mekik, tarihinin hiç görmediği bir hızla ilerlediğinde Nova bayılmıştı.

0 Yorumlayın:

Yorum Gönder